Kayıtlar

Ağustos, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BALAD

BALAD Ben böyle bir deniz görmedim ne kadar seni düşündüm Gittim ne kadar bilmezsiniz ne türlü karanlık Baktım ki biri yok o kentlerin, hiç olmamışlar gördüm S bir kadın balkonunda baksam ne zaman olurdu E sesinde yüzlerce trenler yürüdü Galile'de Sizi bilmem ben galiba olmadım o dünyalarda Salt bir it karalık akşam üstü denizlere doğru Durmuş nasıl bu gökle bu yalnızlıklar yaşamada Ne yaşanmışsa görmemişiz yaşanmış o kentlerde Gittik gittik bizi bu surlar tuttu böyle kaldık. Böyle güneşlere bayılıyorum çok güneşlere Hafif otlar yürüyor evlere pis İstanbul'lara Şey ile şeysiz geçiyorum o kapanık güneşlerde Siz bir durma benim karanlığımı yadsıyorsunuz Sokağa çıkmayın diyorum çıkmayın duymuyor musunuz Benimle gelen o büyük sıkıntıdan gelenlerdi Ta Galile içlerinden yürüyerek gelmişlerdi Biriniz beni görmediniz ne kadar bağırdımsa Denizler baktığın tüm o denizler gösterdi bana Bir yalnızlık yeryüzündeki kapılar, bir o gördüm. Sunu Ben bütün çizgilerde oldum bütün o çizgilerd

İLHAN BERK' E VEDA...

Resim
Necatigil'in deyimiyle 'şiirimizin uçbeyi' İlhan Berk, dün yıllardır yaşamını sürdürdüğü Bodrum'da, tam 90 yaşındayken hayatını kaybetti. İlhan Berk, şiirimizin, edebiyatımızın kendine has kişiliklerinden biri olmuştur. Şiiriyle olduğu kadar türler ötesi metinleri, defterleri, resimleri ve desenleriyle de tanınan bir imzaydı İlhan Berk. 1918 yılında Manisa'da doğar İlhan Berk. Şairin güçlüklerle geçen, tuhaf çocukluğu belleğinde önemli bir yer kaplar. Çocuk olma(ma)nın onun için ayrı bir anlamı vardır. "Sanki, çocuk olmamışım ben. (...)Öyle sanıyorum ki benim çocukluğum olmadı derken, babamı, bir onu düşünüyorum da böyle, diyorum." Berk, büyüdüğü evde babasını hiç görmez. Babası, şair doğduğunda, çekip gitmiş ve bir daha eve ayak basmamıştır. Sonraları genç İlhan Berk, babasının öldüğü haberini alınca hiçbir şey hissetmediğini söylecektir. İlhan Berk, babasının mezarı nerededir hiçbir zaman bilmemiştir. Sonraki yıllarda da "Bütün bir çocukluk çağı kap

YAT GEZİSİ VE EVET DÖNÜŞ...

Resim
Burası kaldığımız site, çok temiz bir yer ve fiyatları da çok uygundu. Bu ağaçlar ise arkadaşımız kaldığı sitenin bahçesinde... Mersin çok uygun bir şehir, tatile gitmek isteyenler ve sürekli kalma isteyenler için ideal ( tabi sıcağa dayanmak şartıyla:-) Bu biberler Umut'un annesinin balkonundan, çok güzel bir balkondu ve bahçe gibiydi... Bir akşam balık yiyelim dedik. İlk defa roka yedim ( napiim burda yok, çok da merak ediyordum ama nefis bir bitkiymiş sanırım dikeceğim:-) Bunu da özellikle çekmiştim ama adını unuttum çok ilginç bir tadı var anasonlu gibi kaya bişeysi ama - ah bu hafıza:-( Bu resimler de yat turundan, beklediğimden çok çok iyiydi, 4 koy bir de adaya uğradık,deniz süperdi, ikramlar da çok iyiydi... Turun ikramları... Buz İncirmiş adı... çok ilginç bir meyve ( artık meyvemi bilmiyorum ben öyle dedim:-) Tadı kivimsi ama çok güzel denemenizi tavsiye ederim. Kaktüs gibi bir ağacı var. Bunlar teyzenin defne yaprakları ve keçi boynuzu poşetleri...O sarı o

KIZ KALESİ...

Resim
Hayatımda ilk kez zeytin ağacı gördüm, zeytini dalında gördüm... Kız Kalesi muhteşem. Çok tahrip edilmiş, onarım geçirmiş ama yine de çok güzel... Kız Kalesine gölgemi bıraktım:-) Gitmeden yemek yedik, herşey süper acılı:-))) Yufkacı abla... Saniyede börekler açıyor,maşallah nazar değmesin... Burası kız kalesinini hemen karşısında,adını unuttum şimdi ama kaleye gitmeden önce mutlaka uğranmalı. Ağaçlar süper bana mitolojik dönem hikayelerini hatırlattı... Sanki kutsal birşeyler var gibi ardlarında...